T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
AFYONKARAHİSAR / DİNAR - DİNAR MESLEKİ EĞİTİM MERKEZİ

TARİHÇE

İLÇEMİZİN TARİHÇESİ


Dinar'ın bilinen geçmişi M.Ö. 1200 yıllarına kadar iniyor.Yontma Taş Devrinin kalıntı ve mağaralarına rastlanan Dinar'da ilerde yapılabilecek bilimsel bir kazı M.Ö.1200'lerin çok gerilerindeki uygarlık eserlerini gün ışığına çıkaracaktır. 1951-1953'de Dinar'da arkeolojik kazılar yapan, İngiliz Arkeolog James Mellaart da bazı ip uçlarından sonra bu tür kazıları ön görmüştür.


"Dinar" (Gelenia) M.Ö.1200-546 arasında Frikya krallığının en gözde şehridir.Her şey Truva savaşına katılan Ahiya Prenslerinden Geleneios'un savaş sonrasında İç Anadoluya gelerek yerleşmesiyle kurulmuş ve bundan dolayı "Gelenia" almıştır.. Gelenia'dan sonra M.Ö.281-288'de bu defa başka bir kumandan Dinar'a annesinin adını koymuş: "APEMEİA". Osmanlı devrinin son yıllarına kadar süren APEMEİA adı, 1800'lü yılların sonlarına doğru "GEYİKLER" olmuş, 1860'larda buralara gelen William Martin Leake adında bir İngiliz arkeolog, bir zenginlik ve varlık simgesi olarak GEYİKLER'e "Dinar" adını koymuştur.


M.Ö. 150-172 'lerde Dinar'da kral 3.Midas vardır. Büyük depremde yerlerden sıcak sular fışkırdığı, evlerin su ve toprak altında kaldığı yıllarda Kral Midas'ın gücüyle suların yer altına çekilmesinden sonra yeni baştan imar edilen Dinar, sarayları, tapınakları, barajları, ev bahçeleri ve zenginliği ile devrinin Başkenti olmuştur. Kral Midas'dan başka önemli bir isimde menderes nehrinin ismini aldığı MEANDROS'dur


M.Ö.546-333'lerde Kral Dara 700 bin kişilik ordusu ile savaşlara giderken Gelenia'ya(Dinar) gelip konaklamış. O zamanın zenginlerinden Pytios adında biri, Kral Dara'ya üzümleri ve dalı altından olan asma dalı armağan etmiştir.


M.Ö.333-282'de ünlü kumandan Büyük İskender de Dinar'a gelmiş Helen Birliğini kurmuş.Antigigones'i Frikya'ya vali atamış, savaşlar yönetmiş. Antigigones, Mısır, Trakya ve Suriye Krallarına karşı açtığı savaşta yenilmiş, böylece SELEVKOS'lar devri başlamış Geleniada.


M.Ö.281-188 arasında A.Soter Dinar'a annesinin adı APAMEİA'yı vermiş. Gelenia'nın bulunduğu yeri beğenmeyip Dinar'ı düzlüğe doğru, Suçıkan sularının yanına, Tekke Tepesinin eteklerine doğru kaydırmış. APAMEİA o dönemin başlıca ticaret merkezlerinden birisi olmuş, hatta küçük Asyanın Selçuk'tan sonra ikinci büyük şehri durumuna gelmiş.


M.Ö.188'de APAMEİA CİBİTOS antlaşması yapılmış. M.Ö.129-72' lerde Bergama'nın egemenliği altında kalan APAMEİA, 129'da Pont(Pontus) Krallığının eline geçmiş M.Ö.72'de son bulan Pont'lardan sonra Roma Dönemi'nin sonuna kadar APAMEİA (Dinar) Romalıların yeniden yücelttiği, zenginleştirdiği bir şehir olmuş. Paralar basılmış, paraların üstlerine figürler işlenmiş.


1071'de Oğuz Boylarının Anadolu'da Beylikler kurması sonucu APAMEİA şehri Germiyan Oğullarına bağlanmış, 1288 de Germiyanlar Dinar'da yaptıkları bir savaşta yenilmişler.


1071-1299'da Dinar'da Selçuklular var. Ve 1800 yıllarına kadar Dinar, belirli belirsiz ufak bir köy olarak yaşamını sürdürmüş.

1828'de Dinar'a gelen İngiliz Rahip Arundell'in yayınladığı kitabında Dinar'ın tarihi hakkında geniş bilgi, efsaneleri, gezip gördüğü yerleri ve özellikle o yıllarda bir camisi, 100 hanesiyle Dinar'daki halkın tamamının Türklerden oluştuğundan bahsetmiştir.


Milad öncelerinde çok parlak bir şehir olan hatta Başkentliğe kadar yükselen Dinar'ın milad sonrasında Osmanlı'nın sonuna kadar süren sönüklüğü, Cumhuriyetten sonraki bu gün ki durumuyla sürüp gitmektedir.


Dinar'da Roma Devrinden kalan Tiyatro, stadyum ve Ilıcadaki büyük hamam; Bizans'a ait kilise ve 18.Yüzyılda yapılan (1776) Ulu Cami günümüze kalan eserlerdir.


Dinar, uzun süren köy ve kasabalık (GEYİKLER) kılığından sonra 1874 yılında Belediyelik 1908'de İlçe olmuştur.


Dinar Kurtuluş Savaşında düşman işgali görmemiştir. Ancak savaşın asker, erzak ve cephane olarak ikmal yeri görevini üstlenmiştir.


Cumhuriyetten sonra Dinar, tüm çevre il ve ilçelere kıyasla daha hızlı ve bilinçli toparlanıp kalkınmaya ve kendini imara başlamıştır. İlk imar hareketlerinde sıtma yuvası olan Dinar cesur ve önemli çalışmalar sonucunda bataklıktan kurtarılmış ve geniş alanlar tarıma kavuşmuştur. Çevremizdeki iller ve ilçeler lamba ışığıyla aydınlanırken Dinar "Dinamo" adı verilen santralden elektrik ışığıyla aydınlatılmıştır.

 


Şehir içme suyu, yolları, parkları, yeni modern binalarıyla ilk uygar görünümünü kazanmaya ve giderek insanıyla sosyal yaşamdaki farklılığıyla dikkati çekmeye ve kendini kabul ettirmeye başlamıştır.

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 09.04.2020 - Güncelleme: 01.11.2023 11:18 - Görüntülenme: 316
  Beğen | 0  kişi beğendi